article_jule (37934)

by

in

2017 İnsan Hakları Raporu Türkiye ABD Ankara Büyükelçiliği ve Türkiye’deki Konsolosluklar

Davalı Devletin Mahkeme’nin zorunlu yargı yetkisini kabul etmiş olması halinde, Komisyon ve/veya ilgili Sözleşmeci Devlet, raporun Bakanlar Komitesine gönderildiği tarihten itibaren üç ay içinde davayı, nihai ve bağlayıcı bir karar vermesi için Mahkeme’nin önüne getirebilirdi. Bireyler, davalarını Mahkeme’nin önüne getirme hakkına sahip değildi. Bir davanın Mahkeme’nin önüne getirilmemiş olması halinde, Bakanlar Komitesi Sözleşme’nin ihlal edilip edilmediğine karar verir ve uygun görürse mağdura “adil karşılık” ödenmesine hükmederdi. Bakanlar Komitesi ayrıca, Mahkeme’nin sonkararlarının yerine getirilmesini izlemekle görevliydi. Maddesinde, Milli Savunma Bakanı tarafından verilebilen uyarma ve kınama disiplin cezalarının kesin olduğu belirtilmiş, bu cezalara karşı bir idari başvuru yolu düzenlenmemiştir.

Kripto para değeri, kullanıcıların arz ve talep durumuna göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle sistem, aynı zamanda bir tür kripto para platformu/sanal borsa olarak kabul edilebilir. Genel kanaate göre “Milli Güvenlik Kurulu” niteliğinde bir kurumun Anayasaya ve siyaset hayatımıza 1961 Anayasası ile ilk olarak girdiği düşünülse de bu düşünce isabetli değildir. Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevi niteliğinde olan kurumlardan, Yüksek Müdafaa Meclisi Umumi Katipliği 1933 ila 1949 yıllarında, Milli Savunma Yüksek Kurulu ve Genel Sekreterliği ise 1949 ila 1962 yıllarında Milli Güvenlik Kurulu’nun bugünkü işlevini yerine getirmiştir. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin (İHAM) “hukuki kesinlik”, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ise “hukuki belirlilik” olarak adlandırdığı ilke, hukuk devletinin asli gereklerinden birisidir. İHAM ve AYM kararlarında, “hukuki kesinlik/belirlilik” ilkesi çoğu zaman “hukuki güvenlik” ilkesi ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. AYM’nin bazı kararlarında ise; “hukuki belirlilik” ilkesi, “hukuki güvenlik” ilkesinin bir unsuru şeklinde tanımlanmaktadır. 23 Eylül 2012 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yolunun fiilen açılması ile birlikte, Türk Hukuku’nda iki farklı bireysel başvuru mekanizması bir arada işlemeye başlamıştır. “İnsan Hakları Avrupa sözleşmesi (İHAS) ile oluşturulan koruma mekanizmasının ikincilliği” ilkesi gereği, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne (İHAM) başvuruda bulunmak için AYM’ye bireysel başvuru yolunun tüketilmiş olması gerekmektedir. Bu bakımdan, başvurucuların iki mekanizmadan birisini tercih etme şansı bulunmamaktadır. Bu yazımızda; ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan hallerden birisi olan gönüllü vazgeçmenin kapsam ve anlamına kısaca değinilerek, hangi hallerde gönüllü vazgeçmenin uygulanabileceği örnek olaylar ve doktrin ile Yargıtay kararları kapsamında incelenecektir. Bu yazımızda; kolluğun, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatı olmaksızın sanal ortamda araştırma yetkisi ve bu kapsamda topladığı delillerin hukukiliği ile “aciliyet” ve “gereklilik” kriterleri kaleme alınmıştır.

  • Kara Kuvvetleri Komutanlığının yetkili amir tarafından tesis edilen idari uyarı işlemini geri alma, niteliğini değiştirme veya başka bir işlem tesis etme yetkisi bulunmamakta, buna karşın bu işleme dayanarak yeni işlem tesis edebilmesi mümkündür.
  • Maddesine göre, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında çalışan Devlet memurların en üst disiplin amiri İçişleri Bakanı ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarı’dır.
  • Yargı yetkisi bir federal mahkeme ile iki yüksek mahkemeye ve federal kanunların öngöreceği alt mahkemelere verilmiştir.

Fakat sonuçta kesinlik kazanabilmeleri için meclisin onayı gereklidir. Güçler birbirinden bağımsız olmakla birlikte İran anayasası bakanlar kurulunun (Hey’et-i Vezîrân) işe başlarken meclisten güven oyu almasını istemiştir. Ayrıca meclisin soru, gensoru gibi denetim yollarına başvurma yetkisi de vardır. İslâm devletinde yargı fonksiyonu da esas itibariyle halifeye aittir. Resûl-i Ekrem’in bir peygamber ve devlet başkanı olarak Medine’de yargılamada bulunduğu bilinmektedir.

Diğer disiplin cezalarına karşı ise yargı yolunun açık olduğu bizzat Anayasanın 129. Uygulamada genelde Milli Savunma Bakanlığı birinci cevap dilekçesinin ekinde, söz konusu 52. Madde kapsamında değerlendirilmek üzere, “gizli” kaydıyla bir takım belgeleri Mahkemeye sunmaktadır. İdare sunduğu bu “gizli” belgelere göre yaptığı işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürmekte ve bu belgelere dayanılarak davanın reddedilmesini istemektedir. Mahkeme de, bu belgeleri davacıya tebliğ etmeden, davacıdan idarenin cevabına cevap vermesini istemektedir.

Halk adına egemenliği tam olarak kullanabilen organ meclistir. Rejim başkanlık sistemine benzeyen özelliklere sahiptir ve bu bakımdan kısmen Amerika Birleşik Devletleri sistemine yakındır. Çad Cumhuriyeti geçici anayasasının en önemli organı cumhurbaşkanlığıdır. Bakanları tayin ve bakanlar kuruluna başkanlık yetkisi ondadır. Danışma meclisi üyelerini de cumhurbaşkanı seçmekte veya görevden alabilmektedir. Cumhurbaşkanını ise kuzey silâhlı kuvvetleri kumanda konseyi belirlemektedir. Ülkeyi halen, bir hükümet kararı ile, 5 Ağustos 1983’te iktidarı yeniden ve bir darbe sonucu ele geçiren eski başbakan Sankara yönetmektedir. Ağustos 1984’te Yukarı Volta adı terkedilerek Burkina Faso (Burkino Fasso) adı kabul edilmiştir.

Mayıs ayında, bir televizyon programında bulunduğu sırada modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e “hakaret” ettiği sebebiyle tarihçi Süleyman Yeşilyurt hakkında dava açıldı\. Canlı casino oyunlarıyla gerçek bir kumarhane deneyimi yaşa. pin-up\. Yeşilyurt, 1 Haziran günü çıkarıldığı mahkemede pişman olduğunu ifade edip özür diledikten sonra serbest bırakıldı. Anayasa ve yasalar, belli sınırlar dahilinde ifade özgürlüğünü teminat altına almaktadır. Hükümet yıl boyunca basın ve ifade özgürlüklerini kısıtladı. Ceza kanunundaki birden çok madde, örneğin bir suçu veya suçluyu övmeyi, halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmeyi veya aşağılamayı yasaklayan, kamu düzenini korumayı öngören ve hakareti suç sayan hükümler suretiyle basın ve ifade özgürlüklerine doğrudan kısıtlama getirmektedir. Kanun, “nefret söylemi” veya dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi görüş, felsefi düşünce, din veya mezhep farklılıkları ile ilgili aşağılayıcı eylemler için üç yıla kadar hapis cezası öngörmektedir. İnsan hakları grupları kanunlarda toplumsal cinsiyet kimliği temelinde koruma olmamasını eleştirdi ve kanunun bazen azınlıkları korumaktan ziyade ifade özgürlüğünü kısıtlamak amacıyla kullanıldığını belirtti. Sanıklar, yargılama sırasında hazır bulunma ve makul bir süre içinde avukatla görüşme hakkına sahiptir.

Bunlardan biri, ilk halife Ebû Bekir’de olduğu gibi devlet başkanının seçimle iş başına gelmesi, ikincisi de mevcut halife tarafından yerine geçecek kimsenin bizzat tayin edilmesidir. Seçimin birinci yol olduğu konusunda Şiîler’in dışındaki âlimler arasında icmâa yakın bir görüş birliği vardır. Hatta Zeydî Şiîler bile seçimi benimsemekte, fakat seçilecek başkanın Ehl-i beyt’ten olmasını şart koşmaktadırlar. İslâm devlet idaresinde Emevîler’le başlayan dönem anayasa hukukuna iki yönden menfi tesir etmiştir. Birincisi, anayasa esaslarının belirlenme aşamasında Emevîler’le hilâfet döneminin sona erip saltanatın başlaması, bu hukuka esas teşkil edecek uygulamaların dört halife dönemi gibi kısa bir zamanla sınırlı olması sonucunu doğurmuştur. Bu durumu ilk dönemlerde yazılan fıkıh eserlerinde görmek mümkündür. Bununla birlikte kelâmcıların imâmet konusuyla yakından ilgilenmelerinin hukukçuların bıraktığı boşluğu belirli ölçüde doldurduğunu söylemek mümkündür.


Comments

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *